Su kaplumbağası ne kadar büyür, yavru su kaplumbağası ne yer, kaplumbağa kaç yıl yaşar gibi merak ettiklerinizin yanı sıra hastalıkları, beslenmesi ve bakımı hakkında bir çok bilgiye sitemizden ulaşabilirsiniz.

Kırmızı yanaklı su kaplumbağası hakkında merak ettiğiniz tüm soruları sorabilir ve hızlıca cevap alabilirsiniz.

Üye Ol!

Sincaplar

0084812254

SKF Delisi
Katılım
21 Mar 2011
Mesajlar
865
[size=medium]Sincap[/size][size=medium] yaşadığı yerler: [/size][size=medium]Avrupa[/size][size=medium] ve Kuzey Asya’nın ormanlık bölgelerinde. Afrika ve Amerika’da yaşayan farklı türleri de vardır. Özellikleri: Ağaçlarda daldan dala sıçrayan çevik ve hareketli bir hayvan. Geriye doğru kıvrılan, uzun tüylü ve kabarık kuyrukları tipiktir. Ömrü: 10 yıl kadar.

Çeşitleri: Birçok türü vardır:
[/size]
[size=medium]Avrasya olarak bilinen eski dünya kıtasının batısındaki büyük yarımada olan Avrupa, Sami dillerde Erep (yahut Irib) Güneşin Battığı taraf anlamına gelir. Fenikelilerden Yunanlılara geçen bu ad, Yunanca'da Europa olmuş ve Ege Denizi'ne göre batıda bulunan ülkelere bu ad verilmiştir. [/size][size=medium]Adi sincap[/size][size=medium], [/size][size=medium]kızıl sincap[/size][size=medium], doğu gri sincabı, [/size][size=medium]tilki sincabı[/size][size=medium], [/size][size=medium]püskül kulaklı sincap[/size][size=medium], kırmızı Kuzey Amerika sincabı meşhurlarıdır.

Kemiriciler (Rodentia) takımının Sincapgiller âilesinden bir memeli türü. Avrupa ve Kuzey Asya’nın ormanlarında yaşar. Yurdumuzda da vardır. Boyu 21 cm, kuyruğu 18 cm kadardır. Ağaçlarda üstü kapalı, girişi yandan olan yuvalar yapar. Meyve, filiz, fındık, bâdem, palamut, çamfıstığı ile beslenir. Yazın kuş yuvalarını yağmalar. Ağaçlarda ve kaya altlarındaki kovukları, kışlık yiyecekleri için kiler olarak kullanır. Fındık, fıstık ve ceviz gibi meyvelerin kabuklarını kırarak özlerini kış için depolar. Gündüzün serin saatlerinde aktiftir. Kötü havalarda yuvasından çıkmaz. Açlığa dayanıklıdır. Kışın çok soğuk havalarda uykuya yatar, fakat bu gerçek bir kış uykusu değildir. Afrika ve Amerika’da da yaşayan birçok sincap türü vardır. Çoğunun sırt tüyleri kızıl, karın altları beyazdır. Kuyruklarını ağaçlarda atlarken denge organı, güneşte gölgelik, yağmurlu havalarda şemsiye, uyurken de battaniye gibi kullanır. Yer sincaplarının kuyrukları, ağaç sincaplarınınkinden daha kısa olup, genellikle vücutlarında uzun çizgiler bulunur. Avurtları keselidir.

Sibirya ve Doğu Avrupa ormanlarında yaşayan uçar sincap (Sciuropterus russicus) gerçek mânâda kanatlara sâhip değildir. Ön ve arka bacakları arasında ince ve gevşek kürklü, zarlı derileri vardır. Bunu gererek daldan dala planör uçuşu yapar. Boyları 16, kuyrukları 10 cm kadardır. Havada 80 metrelik bir mesâfeyi süzülerek alabilirler.

Sincaplar gâyet zeki, temiz ve son derece hareketli hayvanlardır. Yiyecek yerken arka ayakları üzerine oturarak, besini ön ayakları arasına alır ve kuyruklarını geriye kıvırırlar. Bâzı türleri uzun mesâfeli göçlere girişirler. Çoğunlukla 3-5 yavru doğurur ve 10 yıl kadar yaşarlar. Esârette 15 yıl yaşayanlara rastlanmıştır.
[/size][size=medium]Kürk[/size][size=medium]leri değerli olduğundan bol miktarda avlanırlar. Doğal düşmanları [/size][size=medium]sırtlan[/size][size=medium], [/size]
[size=medium]Yaşadığı yerler: Eski Dünyâ’nın sıcak bölgelerinde. Özellikleri: Çoğunlukla leş yiyen, gececi memeliler. Kuvvetli dişleriyle en iri kemikleri bile öğütürler. Ömrü: 25 yıl kadar. Çeşitleri: Üç türü vardır: Çizgili sırtlan (H. hyaena), boz sırtlan (H.brunnea), benekli sırtlan (H.crocuta)[/size][size=medium]kartal[/size][size=medium] ve Kartal bilinen yırtıcı kuş. Kartallar tek eşlidir. Yaşamları boyunca eş değiştirmedikleri gibi her yıl aynı yuvayı kullanırlar. Yuvaları genellikle kolay ulaşılamayacak yerlerdedir. Yuvayı bıraktıkları bir ya da bir kaç yumurtanın kuluçka [/size][size=medium]baykuş[/size][size=medium]tur.[/size]
[size=medium] Özellikleri:[/size][size=medium]Boz Sincap Vücudunun üst kısmı açık Baykuş, kuşlar (Aves) sınıfının, karinalılar (Carinatae) bölümünün, gökkuzgunumsular (Coraciiformes) takımına giren gece yırtıcı kuşları (Strigiformes) alt takımında yer alan türlere verilen genel addır.sarıdan [/size][size=medium]Sarı renk elektromanyetik tayf'ın yeşil ile turuncu arasında yer alan ve insan gözüyle görülebilen renklerinden biridir. Dalgaboyu 565-590 nanometre kadardır.kırmızımsı [/size][size=medium]Kırmızı elektromanyetik tayf'ın görülebilen renklerinden biridir. Kırmızı ışığın dalgaboyu 630-760 nanometre civarındadır. Kırmızı en düşük frekanslı renktir. Kırmızının altındaki frekanslara kızılötesi, infrared (ya da infraruj) denir.[/size][size=medium]kahverengi[/size][size=medium]ne ve [/size][size=medium]siyah[/size][size=medium]a kadar değişir. Alt tarafı tamamen Siyah bir renktir. Işığı yansıtmak yerine emen pigmentler siyah gözükür. Renkler pigmentlerin yansıttığı ışığın dalga boylarına bağlı olarak oluşurlar. Ortamda hiç ışık bulunmadığında hiçbir ışık yansıtılamadığı için her şey siyah görünür.

[/size]
[size=medium]Beyaz, görülebilir dalga boylarındaki tüm renkleri kapsayan bir renktir. Beyaz ışık, kırmızı, yeşil ve mavi ışıkların karıştırılması ile oluşturulabilir. Eskiden, beyazın ışığın doğal rengi olduğu kabul edilirdi, ancak Newton, tam tersine beyazın tüm renklerin birleşimi olduğunu ispatladı.[/size][size=medium]Omurgalı hayvanlar[/size][size=medium]ın içine girer. Kışın, [/size][size=medium]kıl[/size][size=medium] uçlarında [/size][size=medium]Kıl Bazı hayvanların derisinde ve insan vücudunun belli kısımlarından çıkan ipliksi uzantı. Kıl, omurgalılarda memelilere has bir deri ürünüdür, çoğu zaman renklidir, fakat ihtiyarlıkta rengini veren boya maddesi yok olabilir. İnsanlarda görülen beyaz saçlar böyle meydana gelir. Kıllar yağ bezlerinin çıkardığı yağla yağlanırlar, etraflarında bulunan küçük dikeltici kas hücrelerinin etkisiyle dikilebilirler ve sürekli olarak büyürler.Kıllar; keratin yapısında olup, eliçi, ayak tabanı, siyah [/size][size=medium]Siyah bir renktir. Işığı yansıtmak yerine emen pigmentler siyah gözükür. Renkler pigmentlerin yansıttığı ışığın dalga boylarına bağlı olarak oluşurlar. Ortamda hiç ışık bulunmadığında hiçbir ışık yansıtılamadığı için her şey siyah görünür.[/size][size=medium]pigment[/size][size=medium] miktarı artar. Bu nedenle Pigment, insan gözünde ve nesnelerin genellikle dış yüzeylerinde bulunarak renklerin oluşmasını sağlayan özel moleküldür.

Pigment moleküllerinin harekete geçmesi için belirli bir enerji gereklidir. Renklerin oluşmasındaki diğer tüm aşamalarda olduğu gibi, pigmentlerle ışık arasında da ilişki vardır. Zira dünyaya ulaşan güneş ışığı, canlılarda renk molekülü olarak bilinen söz konusu pigment molekülleri için önemli rol oynar.
[/size][size=medium]kırmızı[/size][size=medium] renkte olanlar, kışın daha koyu görünür. Kuyruktaki tüyler uzundur ve kuyruklarını kıvırıp sırtlarına değdirebilirler. Kırmızı elektromanyetik tayf'ın görülebilen renklerinden biridir. Kırmızı ışığın dalgaboyu 630-760 nanometre civarındadır. Kırmızı en düşük frekanslı renktir. Kırmızının altındaki frekanslara kızılötesi, infrared (ya da infraruj) denir.[/size][size=medium]Gözleri[/size][size=medium] iri ve parlaktır. [/size]
[size=medium]Göz Işığı geçirmeye ve kırmaya elverişli üç tabakanın birleşmesinden oluşmuştur. En dıştaki birinci tabakaya, "sert tabaka" ya da "gözakı" denir; bu tabaka önde tümsekleşerek, saydam tabakayı oluşturur. Beyaz ve telsel yapıda olan sert tabaka, gözü koruyan gerçek bir zardır. Çok damarlı bir bağ dokusu olan damar tabaka, iki yüzündeki boyalı hücre örtüsüyle, gözyuvarını tam bir karanlık oda haline getirir.
[/size][size=medium]Kulakların[/size][size=medium] ucunda (kışın daha fazla) tüy demeti bulunur. Arka ayakları daha uzun ve daha güçlüdür. Boyları 18-25 Kulak (auris), işitme işlevini gören ve denge organını içinde bulunduran anatomik yapıdır. Başın iki yanında bulunan işitme ve denge organı. İki gözle görme derinlik hissini verdiği gibi, iki kulakla işitme seslerin yön tayininde önemlidir. Kulak, bir dizi kanal, zar, kemikçik ve sıvıların ilâhî ve hassas bir nizam ile dizilmesinden meydana gelmiştir. Ses dalgalarını ve durumla ilgili uyarıları elektrikî dalgalara çevirip merkez organa (beyne) yollaması insana işitme ve denge gibi iki büyük nime[/size][size=medium]cm[/size][size=medium], kuyrukları 14-20 cm arasındadır ve 280-480 [/size]
[size=medium]cm, uzunluk birimi santimetrenin kısaltması gram ağırlığındadır.... [/size]

[size=medium]Yaşam alanı:[/size][size=medium]Gram Alm.Gramm (n), Fr. Gramme (m), İng. Gram. Kütle birimi. Kilogramın binde biri olan gramın sembolü (g) dir. Dünyaca kabul edilen kütle birimi kilogram, Fransa’nın başşehri Paris’teki Milletlerarası Ağırlıklar ve Ölçüler Bürosu’nda bulunan iridyum platinden yapılmış silindir şeklindeki cisimdir. Bunun binde birine ise gram denir.Sabit bir kütle kabul edilmeden önce gram, +4°C de 1 cm3 saf suyun kütlesi olarak tarif edilirdi.

Fizikte kullanılan biri
[/size][size=medium]Ormanlık[/size][size=medium] ve Orman ağaç, flora ve hayvanî canlılar topluluğu. Orman; belirli yükseklikteki ve büyüklükteki ağaçlar, çalı, otsu bitkiler, mantarlar, mikroorganizmalar ve çeşitli hayvanlarla, toprağın birlikte meydana getirdiği, aynı zamanda topluma çeşitli faydalar sağlayan bir servettir. Kendisini meydana getiren bireylerin uzun yıllar karşılıklı etkileri sonucu yerleşmiş, biyolojik bir dengeye sahiptir. Bu denge ormanların sağlığı ve varlığı için şarttır. Bu denge olmadıkça, ormanların sağlığı ve var [/size][size=medium]ağaçlık[/size][size=medium] bölgeler, parklar ve korularda yaşarlar. Alarm vermek için çok-çuk-çuk ve kru-kru-ru diye sesler çıkarırlar. Ağaç, tek gövdesi bulunan, beslenmeyi ana ve yan köklerden alan 4-5 m boyundaki odunsu bitki.

Toprağa düşen tohumdan en önce fide meydana gelir. Fide bir yıl sonra fidan halini alır. Hücrelerinin çoğalmasıyla dal ve yapraklar, gövde ve kök olarak üç parçadan ibaret bir ağacın küçük bir modeli olur. Her yıl ağacın dallarında ve köklerinde yeni sürgünler çıkarken, gövdede de bir tane yıllık halka meydana gelir. Bu halkalar, ağacın enine büyüyerek yaptığı odun tabakasıdır. Yağışı bol yıllarda,
[/size][size=medium]Kış[/size][size=medium] uykusuna yatmazlar ancak soğuk havalarda birkaç gün süren uyuşukluk dönemleri olur.
[/size]
[size=medium]Çiftleşme[/size][size=medium] dönemi dışında yalnız yaşarlar. Çok iyi tırmanır ve sıçrarlar, hemen hemen bütün zamanlarını ağaçların üzerinde geçirirler. Ağaç gövdesinde baş aşağı ve baş yukarı hızla inip çıkabilirler. Gündüzleri işlektirler, sabah ve ikindi vakti daha hareketlidir.[/size]
[size=medium] Dağılımı Akdeniz adaları ve Akdeniz dünyanın en büyük iç denizidir. Kuzeyinde Avrupa, güneyinde Afrika, doğusunda Asya'nın yer alır. Çanakkale Boğazı ile Marmara Denizine buradan İstanbul Boğazı ile Karadeniz'e, Cebelitarık Boğazı ile Atlas Okyanusuna, Süveyş Kanalı ile Kızıldeniz'e, dolayısıyla Hind Okyanusuna bağlanır. Yüzölçümü 2.971.000 kilometrekaredir. Batıdan doğuya uzunluğu 3755 km, kuzeyden güneye genişliği 741 kilometredir. Düzgün bir derinliğe sahip olup, ortalama derinliği 1400 metredir.İzlanda hariç tüm İzlanda, Atlas Okyanusu'nun kuzeyinde Grönland'ın güneydoğusu ile Norveç ve Britanya Adaları'nın arasında yer alan bir ada ve Avrupa ülkesi.Avrupa’dan, Avrasya olarak bilinen eski dünya kıtasının batısındaki büyük yarımada olan Avrupa, Sami dillerde Erep (yahut Irib) Güneşin Battığı taraf anlamına gelir. Fenikelilerden Yunanlılara geçen bu ad, Yunanca'da Europa olmuş ve Ege Denizi'ne göre batıda bulunan ülkelere bu ad verilmiştir. [/size][size=medium]Japonya[/size][size=medium]’ya kadar dağılmıştır. Japonya(Japonca'da Nihon veya Nippon, (güneş) (kaynak), kelime anlamı "güneşin kaynağı"), Uzak Doğu'da adalardan oluşan bir ülkedir. Hiçbir ülke ile kara sınırı yoktur. Kuzeyinde Kore Yarımadası (Güney Kore ve Kuzey Kore) ve Rusya ile sınırlanan Japon Denizi bulunur. Batıda deniz ötesinde Tayvan ve Çin ile komşu olan Japonya'nın doğu ve güneyinde ise Büyük Okyanus bulunur.[/size][size=medium]Türkiye[/size][size=medium]’de Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey yarımkürede, Avrupa ve Asya kıtalarının kesişme noktasında bulunan bir ülke. Ülke topraklarının büyük bir bölümü Anadolu yarımadasında, kalanı ise Balkan Yarımadası'nın uzantısı olan Trakya'da bulunur. Ülkenin üç yanı Akdeniz, Karadeniz ve bu iki denizi birbirine bağlayan Boğazlar ile Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir. Komşuları Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan, İran, Irak ve Suriye'dir.
[/size][size=medium]Trakya[/size][size=medium] ve Kuzeydoğu Balkan yarımadasının doğusundaki bölgeye verilen isim. Trakya güney Avrupa'da yer alan güney Bulgaristan, kuzeydoğu Yunanistan ve Türkiye'nin Avrupa yakasını içeren tarihi çok zengin bir bölgedir. Türkiye sınırları içindeki yüzölçümü 133,080 km² olan bu bölgenin üç deniz ile sınırı vardir; Karadeniz, Marmara Denizi ve Ege Denizi.[/size][size=medium]Anadolu[/size][size=medium]’da ( Anadolu kelimesi Yunanca güneşin doğduğu yer anlamına gelen “Anatoli”dan doğmuştur. Romalılar, kendi topraklarına göre doğuda kaldığından buraya doğu toprağı anlamında Thema Anadolia demişlerdir. Anadolu isminin bir bölge adı olması ise Selçukluların Anadoluya gelmesiyle başladı.[/size][size=medium]Kars[/size][size=medium] ve [/size][size=medium]Amasya[/size][size=medium] civarı),Orta Akdeniz [/size][size=medium]Toros Dağları[/size][size=medium]nda yaşar.[/size]
[size=medium] Üreme Çürümekte olan dallardan 30-40 cm. çapında, ağaçların tepe kısmında ya da köke yakın büyük dalların ayrıldığı çatallarda ya da ağaçkakanların açtıkları deliklerdeki oyuklarda, küre şeklinde yuva yaparlar. Yuva ağzının altta olması nedeniyle kuş yuvalarından rahatlıkla ayırdedilebilir. Yuvanın içini yosun ve otla döşerler. Bir yerleşim bölgesinde aynı hayvan birden çok yuva yapar ve kullanır. Yılda 1-2 kere, 2-7 yavru doğururlar. (Ancak bir yılda 40 yavru doğuranları da görülmüştür.) Anne yuvadan ayrılırken yuvanın ağzını ve yavrularını otlarla örter. Ortalama ömrü, 7 yıl kadardır. [/size]

[size=medium]Beslenme:[/size][size=medium]İğne yapraklı ağaçların [/size][size=medium]tohumlarını[/size][size=medium] dişleri ile [/size][size=medium]kozalakları[/size][size=medium] ısırarak serbest bırakırlar. [/size][size=medium]Meşe[/size][size=medium] [/size][size=medium]palamutları[/size][size=medium], [/size][size=medium]ceviz[/size][size=medium], [/size][size=medium]badem[/size][size=medium], [/size][size=medium]fındık[/size][size=medium], [/size][size=medium]tomurcuk[/size][size=medium]lar, [/size][size=medium]mantar[/size][size=medium]lar, taze ağaç kabukları, [/size][size=medium]böcekler[/size][size=medium], [/size][size=medium]salyangozlar[/size][size=medium] ve kuş yavruları ile beslenirler. Tohumları ve kabuklu yemişleri tek tek [/size][size=medium]toprağa[/size][size=medium] gömerek saklarlar veya kovuklarda depolarlar. [/size][size=medium]porsuk ağacının[/size][size=medium] tohumları [/size][size=medium]insanlar[/size][size=medium] için zehirli olmasına karşın sincaplarca çok sevilir.

Sincaplar sakladıkları tohumların bir kısmını bulamazlar. Toprak altında unutulan bu tohumlar, yeni ağaç fidanlarının yetişebilmesine yardımcı olur.
[/size]
[size=medium][/size]

[size=medium]Diğer:[/size][size=medium]Sincaplar, postları için avlanırlar ve (yasak olmasına karşın) avlanma nedeniyle Türkiye’de sayıları hızla azalmaktadır. Kırmızı listede soyları tehlikede olmayan hayvanların yer aldığı nt statüsündedir. Ancak Türkiye’deki durumları daha hassastır. Gündüz yırtıcıları tarafından da avlanmaları sayılarındaki azalmayı desteklemektedir. Kızıl sincaplar, yayılmacı türlerle rekabet edemeyebilir. Örneğin İngiltere’de yerli tür olmasına karşın sonradan Britanya adasına getirilen boz sincap tarafından yaşama alanının işgali nedeniyle rekabet edememiş ve sayıları giderek azalmıştır
[/size]

[size=medium]Alıntıdır ve düzenlenmiştir: http://www.turkcebilgi.com/sincap/ansiklopedi [/size]
 
Cvp: Sincaplar

Paylaşım için teşekkürler.
 
Geri
Üst