Su kaplumbağası ne kadar büyür, yavru su kaplumbağası ne yer, kaplumbağa kaç yıl yaşar gibi merak ettiklerinizin yanı sıra hastalıkları, beslenmesi ve bakımı hakkında bir çok bilgiye sitemizden ulaşabilirsiniz.

Kırmızı yanaklı su kaplumbağası hakkında merak ettiğiniz tüm soruları sorabilir ve hızlıca cevap alabilirsiniz.

Üye Ol!

Örümcekler

filozof

Altın 2 Üye
Katılım
16 Şub 2009
Mesajlar
299
örümceklerle kısa bir araştırma yaptım ilk önce kendi bildiklerimden başlıyacam sonra vikipedi a dan bilgiler sonra ilginç haberler vede galeri şeklinde gidecek

Kendi bildiklerim:

Bazı örümcekler çok zehirli hiç tedavisi olmaya biliyor bazı örümcekler ağ yapar bazıları yapmaz her örümceğin ağı farklıdır bazısı daha kaygan bazısı daha yapışkan hepsi ağlarına uyum gösterirler bazıları dişleriyle toprağı kazıp yuva yapar. Bazıları birlikte yuva yaparlar fakat örnekleri çok enderdir. Ben kuzenimle bazen örümceklerle deneyler falan yapardık gördükki bazen fazla olan yiyecekleri ağlara saklayıp stoklıyorlar çok uzun süre yaşıyorlar çoğu fazla yem bulamayınca başka yerleri keşfetmeye çalışır bir örümceği başka bir örümceğin yuvasına attığınızda savunması kalır çünkü o ağın yapısına uyum göstermiyordur o şekilde kavga ederler. bazıları küçük deliklere saklanırken bazılarıda ağaç dallarının arasına falan yapıyorlar en tehlikeli olanları deliklere yapanlar. bu örümcekler kolayca o deliklere girebiliyorlar nasıl sıkışmıyorlar hayret ediyorum ve bazı örümcekleri ağları dikiş dikmektenbile zor

Vikipedia:

Örümcek, eklembacaklıların örümceğimsiler (Arachnida) sınıfının örümcekler (Araneida) takımından türlerine verilen genel ad. Hemen hemen dünyanın her tarafında yaşarlar. 63.000 kadar türü vardır. Baş ve göğüs kaynaşmıştır. Karın, göğüse ince bir bel (pedisel) ile bağlanmıştır. Aynı büyüklükte başka bir canlının beli bu kadar ince değildir. İçinden sindirim borusu, kan damarları nefes boruları ve sinir sistemi geçer. Örümceklerin boyları, birkaç cm'den 35 cm'ye kadar değişir. Ağızlarının önünde iki zehir çengeli (keliser) ve iki his ayağı (pedipalp) yer alır. Göğüslerinde ise, gelişmiş dört çift yürüme bacağı vardır. Uçları, tarak gibi dişli iki çengelle sonlanır. Örümcek bunların sayesinde ağ üzerinde rahatça dolaşır. Bir kısmı ileriye, geriye ve yanlara doğru yürüyebilirler. Çoğunun başında 3 veya 4 çift osel (basit) göz bulunur. Gözlerin dizilişi, sınıflandırmada önemli bir özelliktir. Yuvarlak olan karın kısmı yumuşak ve esnek olup, alt kısmında solunum delikleri, ipek bezleri, anüs ve cinsiyet organları yer alır.

Örümcekler, yırtıcı hayvanlardır. Birbirlerine saldırmaktan çekinmezler. Avları çok çeşitlidir. Çoğu, böceklerle beslendiklerinden faydalı sayılırlar. Bazı tropikal türler amfibyum, sürüngen, küçük kuş ve memeli gibi omurgalıları avlarlar. Örümceklerin hepsi avlarını yakalamak için tuzak ağları kurmaz. Bir kısmı avlarını kovalayarak veya üzerlerine sıçrayarak yakalar. Suda böcek, kurbağa ve balık avlayanlar da vardır. Yakaladığı avını, kıskaçlarına açılan zehir salgısı ile felce uğratır. Sonra ısırarak avının iç organlarına, eritici enzimler ihtiva eden tükrük salgısını akıtır. Kısa bir zaman zarfında, avın iç organları eriyerek sıvı haline gelir. Örümcek, emici midesini bir pompa gibi kullanarak bu sıvıyı emer. Av, kısa bir sürede içi boş kabuğa döner. Örümcek, bu boş kabuğu ya olduğu yere bırakır veya başka bir yere atar. Böcekler, küçük kuşlar bu avlar arasındadırlar.
Güney Amerika'da yaşayan, bacakları hariç 10 cm boyunda olan, toprakaltı inlerinde barınan bazı türler, tavşan ve tavukların içini boşaltabilecek güçtedir. Örümceklerin özofagusları (yemek borusu) çok dar olduğundan böyle beslenmek zorundadırlar. Ayrıca, ağız parçaları da bir sineği bile parçalayacak güçte değildir. Zehir çengelleri, avı delmeye ve zehir akıtmaya yarar. Uçtaki iğneli kısımları, bir şırınga gibi birer yan delikle biter. Deliğin böyle enjektörvari oluşu, tıkanma tehlikesini önler.
İğne ava girince, zehir bu delikten sızar. Örümcekler, iki keliseri de kullanırlar. Isırdıkları zaman yanyana iki delik olması bu yüzdendir. Keliser, aynı zamanda, delik açma ve küçük cisimleri taşıma işlerine de yarar.
Örümceklerin böceklerden ayrılan birçok özelliği vardır. Böceklerin çoğu kanatlı olduğu halde, örümcekler kanatsızdır. Böceklerde 6 bacak olmasına karşılık örümceklerde 8 bacak vardır. Antenleri olmadığından, ağız önündeki pedipalpler bu görevi üstlenirler. Dış görünüşleri bacağa benzediğinden bunlara duyu bacakları da denir. Üzerleri duyu algılayıcı tüylerle kaplı olup, dokunma, tad alma ve çevreyi koklayıp araştırma gibi görevler yaparlar. Üreme dönemlerinde erkeklerde spermaları biriktirip dişiye aktaran bir kopulasyon (çiftleşme) organı olarak da iş görürler. ve her tehlikeye karşı sperleri vardır. Örümceklerde trakealar (solunum boruları), akreplerde olduğu gibi karın altında kitap akciğerleri tipindedir. Kitap yaprakları şeklindeki deri kıvrımlarından dolayı solunum organları bu adı alır. İki veya dört tane kitap akciğerleri vardır. Eğer örümcekte bunlar iki ise, eksikliği ek solunum boruları ile tamamlanır.

ÖRÜMCEK AĞI

Örümceklerde, diğer eklembacaklılar gibi açık bir dolaşım sistemi bulunur. Kılcal damarları yoktur. Hemen hemen her yerde rastlanan örümcek ağı, aslında bir sanat şaheseridir. Yapılış maksadı avlanmak olan ağ, bir nevi tuzaktır. Fakat her örümcek türü ağ yapmaz. Ancak bütün örümcekler ağ tellerinden yumurtalarının etrafını saran kozalar yaparlar. Bazıları da ağ bezlerini, yaprakları yapıştırmakta, yuvalarının içini döşemede, açtıkları çukurun çevresini kapatmakta vs. işlerde kullanırlar. Ağ kurmayan bu tür avcı örümcekler de, arkalarında ağdan bir iz bırakarak, rüzgarla sürüklenmekten korunurlar. Erkekler, dişileri bulmakta da bu izlerden faydalanırlar.
Karın altlarının arka taraflarında üç çift ağ organları bulunur. Her birinin dışarıya ayrı bir çıkışı vardır. Bezlerden meydana gelen yapışkan ve sıvı iplik maddesi, havayla temas edince sertleşir. Her ağ memeciğinde 100 kadar ince ve küçük kanalcıklar bulunur. Bu ince kanalcıklardan sızan iplikçikler bir araya gelerek büküldükleri zaman tek iplik durumuna gelirler. Esnek ve yapışkandırlar. Bir sinek ne kadar sert çarpsa da kopmazlar. Ağ yapmak isteyen örümcek, ağ organlarını bacaklarının bir kısmı ile bastırarak ağ maddesinin akışını başlatır. Örümcekler, iplik deliklerinden çıkan tellerin hepsini toplayıp bir tek tel halinde kullandıkları gibi bunlardan ayrı ayrı incecik tel de yaparlar.
Düşme esnasında bir yere taktığı ağ telini, kendisi yere varıncaya kadar uzatabilir. Genç örümcekler, ağ tellerinin sayesinde uzun mesafelere uçabilirler. Bunun için telin bir ucunu bir yere bağlayarak kendilerini hava akımlarına bırakırlar. Böylece yerlerinden havalanan örümcekler, karada 5 km, denizde ise yüzlerce km uzaklara savrulabilirler. Okyanuslardaki ıssız adalarda yaşayan örümcekler, hep böyle havadan gelmişlerdir. Sonbaharda bol bol rastlanan ağ telleri de uçan genç örümceklerden kalmıştır.
Ağ yapacak olan bir örümcek, önce yüksekçe bir yere tırmanarak, ağın ucunu bulunduğu kısma yapıştırarak ipek iplik yardımıyla aşağı süzülür. Gözüne kestirdiği bir dala ulaşarak bağlantı kurar. Sonra o iplik üzerinde gidip gelerek ağı kalınlaştırır. Daha sonra vücudundan çıkmakta olan ipliğin bir ucunu ilk ipliğe tutturarak kendisini boşluğa bırakır. Ağa bağlı halde bir yere varınca, o ucu vardığı yere yapıştırır. Bu yolla birkaç gidiş gelişte ağın kaba iskeleti meydana gelir. Bundan sonra iskeletin merkezi çevresinde dairevi halkalar yaparak ağı tamamlar.
Ağ örümü çoğunlukla gece olur. Örülmesi en fazla 60 dakika alır. Ağın ortasında spiral ve yapışkan bir yer vardır. Diğer iplikçikler kurudur. Bir sinek ağa konsa hemen yapışır. Kurtulmak için çırpındıkça daha da yapışır. İkaz iplikçiği ile avın yakalandığını anlayan örümcek gelerek avını zehirler. İkaz iplikçiğinin bir ucu ağa bağlı, diğer ucu ise daima kendisindedir.
Ağlar, genellikle yere dik vaziyettedir. Maksat, uçan arı ve sinekleri yakalamaktır. Her örümcek türünün, kendisine has ağ örme stili vardır. Ancak dikkati çeken nokta, ağlarda geometrik inceliklerin her zaman varlığıdır. Ağ örme işi örümceklerin, doğuştan kazandıkları bir sanattır. Küçük bir örümcek, daha önce hiç ağı görmemiş ve örmemiş olmasına rağmen büyüklere benzer ağlar örer.

DÜŞMANLARDAN KORUNMA

Bazı örümcekler düşmanlarından korunmak için çeşitli hilelere başvururlar. Güneydoğu Asya'da bir örümcek türü yaptığı büyük ve dairevi ağının ortasında durur. Bu duruş örümcek yiyen kuşlar için kolay bir hedef teşkil eder. Örümcek, düşmanlarını yanıltmak için birkaç adet sahte ağ merkezi tesis eder. Yediği avlarının kalıntılarını da ağ merkezlerine takarak manken örümcekler kullanır. Başka bir örümcek çeşidi de diken ve ağaç kabuklarından manken örümcekler yapar. Örümcek ağlarının ipleri ipektir. Bu iplikler, aynı çaptaki çelik telden daha sağlamdır.
Örümceğin ipeği, ipekböceğinin ipeğinden daha ince ve daha dayanıklıdır. Üstelik bildiğimiz ipekten daha güzeldir. Ancak yapılan araştırmalar göstermiştir ki, örümcek ipeği tellerinden ince ipek elde etmeye imkân yoktur. Daha doğrusu çok pahalıya mal olmaktadır. Bunun başlıca sebebi, örümcekleri bir arada tutmanın zorluğudur. Zira bir arada bulunan örümcekler birbirini yerler.

ÜREME

Örümcekler ayrı eşeyli canlılardır. Dişileri erkeklerden daha iridir. Bazı türlerde erkekler de ağ yapar. Örümceklerde bir arada yaşamak, toplum ve aile hayatı yoktur dense de bazı türlerin birkaç birey olarak yasadıkları litaratüre geçmiştir. Erkekten daha iri olan dişiler, çiftleşme sonrası diğer örümceği yiyebilirler. Örümceklerde en ilgi çekici hususlardan biri de erkeklerde duyu bacaklarının eşleşme organı vazifesi görmesidir. Erkek önce bir sperma ağı örerek üzerine bir damla spermatozoon sıvısı bırakır. Sonra ters dönerek bu sıvıyı şırıngaya çeker gibi pedipalplerin şişkin kısmına doldurur. Bundan sonra dişiyi aramaya çıkar.
Örümceklerin çiftleşmesinde erkek örümcek, daima ölümle karşı karşıyadır. Çiftleşme zamanında erkek örümcekler dişilerin karşısında çeşitli hareketlerle, dişilere açlığını unutturmaya çalışırlar. Sıçramalarla yaptığı bu hareketlere örümceğin sevgi dansı denir. Dişi örümceğe açlığını unutturmak için dans yaparken ondan uzak durmaya da dikkat eder. Zira bir anda yakalanmak tehlikesi vardır. Bazıları, çiftleşme öncesi dişi örümceğe bir böcek ikram ederek açlığını giderir. Bir tehlike kalmadığını anlayınca dişiye yaklaşır. Açlığını hatırlayan dişi, erkeği yemeyi düşündüğü için, erkekler çiftleşmeden sonra hemen kaçarlar.Genelde erkek, dişi aramaktan, sevgi dansından ve çiftleşmekten yorulduğu için dişi için çiftleşme sonrası en yakın protein kaynağı olarak görülür ve birçok örümcek kaçmaya fırsat bulamadan dişi örümceğe yem olur. Fakat her çiftleşmeden sonra dişinin mutlaka erkek örümceği yediği söylenemez.
Dişi örümcekler yumurtalarını, ağ ipiyle yaptıkları kokon adı verilen kozalara (torbalara) bırakırlar. Bir kozada bazan yüzlerce yumurta olabilir. Genellikle yazın sonlarında döllenen yumurtalar, ilkbaharda yavru verir. Yaz başlarında döllenen yumurtalardan 20-60 gün içinde yavru çıkar. Örümcek, sonbaharda sarımsı beyaz renkli kokon adı verilen ipek bir koza içine bıraktığı yumurtalarına karşı çok şefkatli olmasına rağmen dişilerin yumurtaları veya yavruları yediği de olur.Bu durum yumurtaların döllenmemiş olduğunu gösterebilir.Yumuşak ve çok küçük olan bu yumurtalarla dolu kozayı bir dala, taş altına duvar yarığına, ağaç kovuğuna veya çalılıklar arasına emin bir yere yapıştırır.Kokon anne örümcek tarafından çevrilerek alttaki yavrularında hava alması sağlanır. İlkbaharda doğan yavrular ana-babalarına benzerler. Doğduktan birkaç gün sonra iyi bir ağ kurup kendi kendilerine beslenirler. Çoğu türlerde, yavrular erişkinliğe erdiği zaman babaları çoktan ölmüş olacaktır. Zira erkek örümcekler erişkinlikten sonra birkaç yıl yaşarlar.

TARANTULA

Theraphosidae, genel olarak Kuzey ve Güney Amerika'da yaşayan, iri ve vücudu kıllarla kaplı örümcek türüdür. Yaklaşık 900 alttürü vardır.

heraphosidae ailesi yaklaşık 800 türü içerisinde bulundurmaktadır ve genel özellikler şöyle sıralanabilir. 1- 8 bacak, 2kol(pedipalp)ve 2 diş Vücudu kaplayan annen tüyler.Theraphosidae ailesinin canlıları genel olarak nemli gölgelik alanlarda, ağaç kovuklarında, taşların altlarında vb. yerlerde yuva yaparlar. Üstelik oldukça zehirlidirler.

Yaşam alanları bilindiği kadarıyla kutuplar ve Avustralya haricindeki her kıtada yaşayan o kıtalara özel türler bulunmaktadır.
Yaşadıkları bölgeler yağmur ormanları, çöllere yakın bölgeler, çayır vb.gibi çeşitlilik gösterebilirler ancak bu alanlardaki ortak özellik nemlilik, karanlık ve saklanabilecekleri oyuklar, kayalar vb. cisimelerin olmasıdır.
Besin olarak genellikle bulabildikleri boylarına uygun böcekleri yerler. Ancak bazı büyük türlerin yetişkinlik dönemlerinde fare, kuş gibi hayvanları yakaladıkları görülmüştür.



Güney Amerika'da yaşayan "Kuş yiyen örümcek" Bacaklarının çevresel açıklığı da dahil, bunların çapı 25 santimetreyi bulur. Belirli bir büyüklüğü aşan bütün örümceklerde zehir kesecikleri vardır. Fakat bunlardan tehlikeli olanlar sayılıdır. Aslında, sinekleri ve zararlı böcekleri yok ettikleri için yararlıdırlar.

http://www.haberbu.com/devam_photo/org/birdy2usu.jpg


bazı bilgiler:

Örümcekler günümüz teknolojisinin bile çözemediği inanılmaz canlılardır. Örümcek ağının çok özel nitelikleri olan sağlamlık ve esneklik bugüne kadar taklit edilemedi. Aynı çaptaki bir çelik telden iki kat daha güçlü olan bu doku ne kadar çekilirse çekilsin orijinal durumuna dönecek kadar esnektir.

Örümcek ağları kendine yüksek hızla çarpan nesneleri yırtılmadan esneyerek frenler. Tekrar gerisin geriye yaylanmadığından nesne ters yöne fırlamaz, yapışır kalır. Örümcek ağının esneme kapasitesi bugün yapay olarak üretilmiş en iyi telin neredeyse dört katıdır.

Bu maddeyi yapay olarak elde etmeyi hala başaramayan bilim insanlarının örümcek çiftliği kurup, örümcekleri sağarak, ipliklerini aldıklarını biliyor muydunuz? Yaklaşık 2,5 santimetre boyundaki bu örümceklerden günde hayvan başına 320 metre (yaklaşık 3-5 gram) iplik elde ediliyor ve bu iplikler ABD ordusuna kurşun geçirmez yelek yapmada kullanılıyor.

Dünyada 34 bin örümcek cinsi tespit edilmiştir. Yani her cins örümcek farklı özellikler taşır. Örümceklerin hepsinde zehir bezleri vardır, ama karadul örümceği, kahverengi örümcek gibi çok az türü insana zarar verebilir. dünyanın en büyük örümceği ise Güney Amerika'nın kuzey kısmında yaşayan 'Goliath Tran-tula' isimli dev örümcektir. Erkeğinin bacağının boyu 25 santimetreyi bulur. Kurbağalan, kertenkeleleri, fareleri ve hatta küçük yılanları yakalayıp yiyecek kadar güçlüdür.

Örümcekler, diğer böceklerden farklı olarak sekiz bacağa ve sekiz göze sahiptirler. Büyüme safhasında bir bacak kınlırsa yerine yenisi gelebilir. Vücutları iki parça olup arka kısmındaki bezlerden ağ üretimi başlar, buradaki çok ince deliklerden sıvı ve damlalar halinde verilen ağ malzemesi dışarı çıkar çıkmaz donar.

Örümcek ağının her tarafı yapışıcı değildir. Kurban ağa yakalanınca yapışkan kısmı bildiklerinden kendileri de ağa yakalanmadan onun yanına kadar giderler. Örümcek ağını amacına göre farklı şekillerde örer. Ağdaki ipliklerin de cinsleri yerlerine göre farklıdır. Yumurtaların sarmalanması için ürettiği yumuşak iplik onu aynı zamanda bir uçurtma gibi uçurabilir. Ağın ana yapısı, dairesel kısımları, avı yakalayacak kısmı için elastikiyetleri ve sağlamlıkları farklı ipler üretir.

Örümceklerin birçok türünde erkeğine göre 4 - 5 kat büyük olan dişinin çiftleştikten sonra erkeğini yediği doğrudur. Ancak bu erkeklerin bir gecelik zevk uğruna katlandıkları bir sonuç değil, kendi nesillerini devam ettirebilmek, kendi evlatlarını üret-tirebilmek için kendilerini dişiye kurban etmeleridir.


Dünyanın en büyük örümceği:

Bugün itibariyle bilinen en büyük örümcek bir tarantula cinsi olan The Goliath Birdeater, Theraphosa leblondi ismindeki tür. Güney Amerikaya doğal bu örümceklerin bacaklarının boyu 30 cm’e ulaşabiliyormuş. Yalnız ismi yanıltıcı bir hayvan. Gerçekte kuş yemiyormuş. Ben de yanılmıştım ilk okuduğumda. Cırcır böcekleri, solucanlar, fareler ve kertenkeleler gibi hayvanlarla besleniyor. Büyük resmine bakmak için buraya tıklayabilirsiniz. Goliath Birdeater, yetişkin bir fareyi yakalayıp öldüren ve yiyebilen birkaç tarantuladan bir tanesi.

Örümcekler protein deposudur. Venezueladaki Piaroha kabilesi Goliath Birdeater örümcekleri toplayıp kömürde pişirir ve yerler. Örümceğin dişlerinden ve zehir kesesinden uzak durma konusunda oldukça dikkatlidirler. Zehir aktarmak için kullanılan bu dişleri daha sonra kürdan olarak veya av bıçağı yapmak için kullanırlar.

Bu örümceğin dişi olan türleri 6 ila 14 yıl arasında bir ömür sürerler. Erkek olanları ise genellikle ergenlik sonrası ölürler ve 3-6 yıl arasında bir ömre sahiptirler. Renkleri siyah ve açık kahverengidir. Bacaklarında da küçük renkli işaretler vardır. Gövdeleri, karnı ve bacakları kıllı hayvanlardır. Bayan türleri 2 aylık kuluçka dönemlerinde 100 ile 400 arasında yumurta doğurabilir.

Goliath için...
 
Örümceklerden pek haz ettiğim söylenemez. Hz. Allah yaratmış benim için o kadar :)
 
Bazı resimler:

mailto:/img24/5002/lycosatarentula5.jpg

mailto:/img24/1227/shytarantula577925swf.jpg
 
Bu tür örümceklerden acaip korkarim ya. Yanlarina bile yaklasmak istemem.
 
Baldırımdan ısırmıştı yazlıkta.. Abartmıyorum portakal buyuklugunde şişti ısırdıgı yer, adım atamıyodum o derece acıyodu ve ateş gibi yanıyodu. Ateşimde 40 dereceyi buldu. Yazlık yer oldugu için yakınlarda oyle tam teskilat hastanede yok kucuk saglık ocakları var. Bu nedenle örümceklerden nefret ederim benden uzak Allah'a yakın olsunlar..
Not: Filozof ekledigin o dev boyuttaki resimleri sil. Forumun canına okumuslar.
 
Taşındı.
Paylaşım için teşekkürler :)
sınırı aşmış boyutlardaki resimleri küçültebilirmisiniz rica etsem ? :)
 
Dünyanın en zehirli örümceği

http://tmigeon.free.fr/Photos/Guyane/migale.jpg

2. si tarantula diyorlar halbuki tarantula büyük kıllı örümceklere denir örümcekler bözek değildir bu arada en zehirli örümceği de bir tarantula sonuçta
 
ingilizcede wolf spider yani kurt örümceği bilimsel olarak lycosa tek söyleyebileceğim bana korkunç gelmesi:

Yuvası:
mailto:/img24/3601/lycosa.jpg

mailto:/img24/822/wolfspiderattackpositio.jpg

mailto:/img24/9805/2269814380b38392d2b.jpg

mailto:/img24/3605/licosapina2.jpg

Burda o beyaz şey yumurtası

mailto:/img24/4372/wolfspider.jpg


mailto:/img24/6951/11963760480720av.jpg
 
Buda dünyanın en zehirli örümceklerinden karadul

mailto:/img24/4812/img368.jpg
 
Allah yaratmış güzel falan ama ben çok korkarım bu tarantula tiplilerden.Evimize gelenleri küçüklüğümden beri elime alabiliyorum.Teşekkürler.
 
Hayran olduğum canlılardan biri daha.. Evde tarantula bakmayı çok isterdim.
 
hayatımda tek nefret ettiğim hayvan tarantula ve örümceklerdir gördümmü öldürürüm karınca bile beslitorum bu pislikler ne kadar iğrenç yaa fantazinize ssizin yaa :D iğrenç yaratıklar
 
ben genelde apartman duvarında ağ yapmış şekilde buluyorum pek de sevmem yani açıkçası ama bilgiler için teşekkürler :D
 
Cvp: Örümcekler

Çok korkunçlar :D
Besleyen varmıdır bilmem ama meraklısı az
ben asla besleyemezdim örümcek :D
 
Cvp: Örümcekler

Örümceklere hayranlık duyarım. Ördükleri ağ hoşuma gider.
Ama fobim var elbette. Miniminnacık bile olsa bende korku uyandırır. Sırf bu yüzden yazlığa bile gidemiyorum, ev örümceklere kaldı. :D
 
Cvp: Örümcekler

benim çatlak bi kuzenim var tarantula besliyor. fakültede zehrini aldırmıs koymus akvaryum gıbı bıseye
sinek öldürüp verio ıyyy
 
Cvp: RE: Örümcekler

filozof' Alıntı:
Buda dünyanın en zehirli örümceklerinden karadul

mailto:/img24/4812/img368.jpg

benim bildiğime göre en zehirli örümcek türü Sydney Funnel dır dünyanın en zehirli 7 hayvanından birisidir Türkiye'de web örümceği olarak biliniyor 2-4 cm boyundadır.Avusturalya'da yaşıyor.1 mg zehri 10.000 fareyi öldürebiliyor.(Atracotoxin) 1 saat içinde oldürüyor.2 metre zıplayabiliyor.
diğer hayvanlarla ilgili bilgiler: http://www.izlesene.com/video/dunyanin-en-zehirli-7-hayvani/1207646
 
Geri
Üst