Mustafa Kemal, sömürgeciliğe karşı tarihin kaydettiği ilk ve tek başarılı savaşı başlatıyordu. Bu savaşı zafere ulaştıran altın anahtar, ulusal egemenlik ilkesiydi. Yönetimini kendi eline alan ve böylece meşru haklarının bilincine varan bir ulus karşısında, dünyanın en güçlü silahlarının bile âciz kalacağını biliyordu:
“Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı: O da, ulus egemenliğine dayalı, tam bağımsız, yeni bir Türk devleti kurmak.
Bu kararın dayandığı en sağlam düşünce ve mantık şuydu:
Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu, ancak tam bağımsızlıkla sağlanabilir. Ne denli zengin ve gönençli olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan daha yüksek bir işlem görmeğe layık olamaz!
Oysa Türk’ün onuru, kendine güveni ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus, tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!
Öyleyse ya bağımsızlık, ya ölüm!
İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktı!
Mustafa Kemal’in “En büyük eserim!„ dediği Türkiye Büyük Millet Meclisi, “Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur!” ilkesi altında yurdu hem dış, hem de iç sömürüden kurtaracak olan ve bir daha sömürgeci saldırısına uğramamanın güvencelerini içeren Türk Kurtuluş Devrimini gerçekleştirecekti.
Ve bu devrimi Türk gençliğine emanet edecekti. Sıvas Kongresi günlerinde şöyle diyordu:
“Biz her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki, hiçbir şeyi unutmayacaktır. Geleceğe ilişkin umutlarımızın ışık saçan çiçeği onlardır.”
Türk gençliğinin "19 MAYIS ATATURK'U ANMA VE GENCLIK,SPOR BAYRAMINI ŞİMDİDEN KUTLUYORUM"
“Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı: O da, ulus egemenliğine dayalı, tam bağımsız, yeni bir Türk devleti kurmak.
Bu kararın dayandığı en sağlam düşünce ve mantık şuydu:
Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu, ancak tam bağımsızlıkla sağlanabilir. Ne denli zengin ve gönençli olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan daha yüksek bir işlem görmeğe layık olamaz!
Oysa Türk’ün onuru, kendine güveni ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus, tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!
Öyleyse ya bağımsızlık, ya ölüm!
İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktı!
Mustafa Kemal’in “En büyük eserim!„ dediği Türkiye Büyük Millet Meclisi, “Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur!” ilkesi altında yurdu hem dış, hem de iç sömürüden kurtaracak olan ve bir daha sömürgeci saldırısına uğramamanın güvencelerini içeren Türk Kurtuluş Devrimini gerçekleştirecekti.
Ve bu devrimi Türk gençliğine emanet edecekti. Sıvas Kongresi günlerinde şöyle diyordu:
“Biz her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki, hiçbir şeyi unutmayacaktır. Geleceğe ilişkin umutlarımızın ışık saçan çiçeği onlardır.”
Türk gençliğinin "19 MAYIS ATATURK'U ANMA VE GENCLIK,SPOR BAYRAMINI ŞİMDİDEN KUTLUYORUM"