eminemre
Bordo Bereli
- Katılım
- 21 Eki 2011
- Mesajlar
- 2,402
Arkadaşlar bu kış günlerinin geldiği ve hava sıcaklıklarının düştüğü günlerde fark ettiğiniz üzere üşüten ve hatta akciğer enfeksiyonuna yakalanan kaplumbağa sayısında ciddi bir artış var. Ben bu konuda akciğer enfeksiyonu ve üşütme tedavisinden çok günlük yaşantımızda kaplumbağalarımızı nasıl koruruz ondan bahsetmek istiyorum.
Isıtıcısız kaplarda bakılan hayvanlarda bu tarz sorunların görülmesi hiç de şaşırtıcı değil. Peki ısıtıcısı olan kuru alanı olan akvaryumlarda dahi sabit sıcaklıklarda bu tarz hastalıklara yakalanıldığını görüyoruz. Peki bu nasıl oluyor?
Öncelikle kaplumbağalarımız vücut sıcaklıklarını ayarlama konusunda oldukça becerikliler. Çok ısındıklarında suya girerek, ihtiyaçduyduklarında kuru alana çkarak bunu ayarlarlar. Ama doğada herşeyin bir denge içinde olduğu yaşam alanları gibi olmayan akvaryumlarda bazen aldanırlar. Gelelim sebeplere ve korunma yollarına:
Isıtıcısız kaplarda bakılan hayvanlarda bu tarz sorunların görülmesi hiç de şaşırtıcı değil. Peki ısıtıcısı olan kuru alanı olan akvaryumlarda dahi sabit sıcaklıklarda bu tarz hastalıklara yakalanıldığını görüyoruz. Peki bu nasıl oluyor?
Öncelikle kaplumbağalarımız vücut sıcaklıklarını ayarlama konusunda oldukça becerikliler. Çok ısındıklarında suya girerek, ihtiyaçduyduklarında kuru alana çkarak bunu ayarlarlar. Ama doğada herşeyin bir denge içinde olduğu yaşam alanları gibi olmayan akvaryumlarda bazen aldanırlar. Gelelim sebeplere ve korunma yollarına:
1- Açık pencere ve kapı:
Kaplumbağalarımız kuru alandayken her ne kadar sıcaklık 32C derece dahi olsa bir hava akımı onları kolaylıkla hasta edebilir. Bu sırada uyulayan ya da ısınmış olan hayvanınız hava akımını fark etmez ve yatmaya devam eder. Aslında çoktan soğuk algınlığını kapmıştır.
Korumak için ya kuru alanımızın etrafı kapalı olmalı ya da akvaryumumuzu odanın en sakin ve kuyu köşesine koymalıyız.
2- Elektriklerin kesilmesi veya ısıtıcının bozulması:
Kısa zamanda zararı olmaz ancak gece kesilen elektrikler sabaha kadar gelmez ise siz de uyuyorsanız hiç bir şeyin farkında olmazsınız. Su 5-6 saat içinde kaloriferlerin yanmadığı gece vakti 6-8 derece düşer. Eğer kaplumbağanız yavru ise risk daha büyüktür. Genelde yetişkin kaplumbağalar fazla etkilenmez.
Korumak için zaman zaman gece kalkıyorsanız akvaryumu kontrol etmek veya gece üstünü kapatıp su sıcaklığının düşmesine engel olabilirsiniz. Ayrıca akvaryumun altına ve arka camına strafor desteği ile yalıtım da sağlayabilirsiniz.
3- Su değişimlerindeki ani sıcaklık dalgalanması:
Bazen boşta bulunup çeşmeden ya da balkonda duran damacana sudan akvaryuma ekleme yapabiliyoruz. Eğer kaplumbağalarımızı akvaryumdan almaz iseksu değişimi esnasındaki sıcaklık dalgalanması özellikle bağışıklık sistemi zayıf genç kaplumbağaları kolaylıkla hasta edebilir.
Bunun için dip temizliği ve su değişimi zamanlarında ya kaplumbağalarımızı başka bir yere almalı ya da eklenen suyun sıcaklığı akvaryumdaki suya yakın olmalıdır.
4- Sevmek için akvaryumdan çıkarılması:
Bu durum özellikle kış günlerinde iyi ısıtması olmayan evlerde sorun teşkil eder. Genelde yine yavru kaplumbağalar etkilenir. Bir diğer dikkat edilmeyen durum da dolaşması için yere bırakılan kaplumbağalarımızın bizim hissedemediğimiz ama kapı altlarından gelen hava akımından etkilenmesi.
Yavru kaplumbağalarımızı zorunda kalmadıkça akvaryumdan çıkarmayıp, kendi ortamlarında uzaktan sevmek. Unutmayalım ki halılarda bulunan parazit ve mikroplar bağışıklık sistemini çok fazla zayıflatacaktır.
5- Kuru alan lambası kullanmamak:
Belki de en tehlikelisidir. Genelde iç güdüsel olarak kaplumbağalar sudan daha sıcak olmayan yerlere çıkmaz. Ancak bazen yavru kaplumbağalar yoruldukları için kuru alanı mecbur kullanmak zorunda kalırlar. Eğer kuru alan sudan daha soğuksa kolaylıkla hastalanırlar.
Tek çözüm kuru alanın üzerine ısıtıcı lamba tutmak ve kuru alanın etrafını kapatmak
6- Bağışıklık sisteminin zayıflaması:
Bazen hiç bir sebep olmasa da kaplumbağanızın yem yemediğini ve halsizleştiğini hissedersiniz. Yazın ortasında sıcak havalarda bile bu olur. Bunun en büyük sebebi kalitesiz yemler ve vitamin desteğinin olmamasıdır. Özellikle daha yeni dünyaya gelen yavru kaplumbağalar, vitamin ve protein oranı düşük yemler bağışıklık sisteminin neredeyse hiç gelişmemesine neden olur.
Korumak için yazon bol bol güneş altında zaman geçirmesi, devamlı kaliteli markaların vitamin oranı yüksek yemlerini kullanmak ve haftalık olarak yemlere ekstra vitamin takviyesi yapmak.
Özetlemek gerekirse 26-28C derece su sıcaklığı olan ve ısıtma lambası olan kuru alanlı bir akvaryumda hijyenik şartlarda beslenen bir kaplumbağanın soğuk algınlığı ya da akciğer enfeksiyonu olma riski neredeyse hiç yoktur. Ancak neredeyse diyoruz. Çünkü bazen bizim hatalarımız ya da dikkatsizliğimiz yüzünden bazen de daha henüz dış yaşama alışmamız kaplumbağalarımızın zayıflığı yüzünden düşük de olsa hastalanma riski vardır. Eğer doğru şartlarda besliyorsak, yukarıdaki maddelere dedikkat edersek beslediğimiz minik canların hastalanma riski daha da azalacaktır.
Yazım şimdiye kadar edindiğim bilgi ve tecrübelerime dayanmaktadır. Ufak eksiklikler olabilir. Umarım kaplumbağa besleyen herkese yardımcı olur.
Yazım şimdiye kadar edindiğim bilgi ve tecrübelerime dayanmaktadır. Ufak eksiklikler olabilir. Umarım kaplumbağa besleyen herkese yardımcı olur.
Sevgilerimle..
Emin Emre ÇAKIR
