Zencefil
Bordo Bereli
- Katılım
- 4 Ara 2010
- Mesajlar
- 3,208
Çoğunuzun da bildiği gibi ufacık bir yavruya evimi açtım Nisan ayında.
İlk başlarda ondan korktuğum bile olmuştu.Çok fazla küçüktü.
Üşenmeden her şey en iyi olsun diye kısa zamanda tamamlamıştım evini.Ona özel yeni yemler almıştım.
Çok miskin, korkak hatta belki de ukalaydı Subuti.
Gördüğüm bir çok kaplumbağadan farklıydı sanki.
Kendiliğinden kısacık bir sürede alıştı bana, evime, yeni ailesine.
Keyfi gayet yerindeydi ufaklığın.Yemlerini yiyip bol bol uyukluyordu.
Şikayetçi bile oldum bu durumdan.Ufak Subuti obez olmuştu.Hiç acımadan onu diyete soktum.Epeyce de düzelmişti Subuti'm.
Gitgide büyüyordu.
Rengi çok açık bir yeşilden olması gereken renge koyu bir yeşile dönmüştü.
Aldığımda elimde korkudan titreyen yavru, artık beni görünce binbir türlü şımarıklık bir o kadar da serserilikle bana sevdiriyordu kendisini.
Son zamanlarda kanlı bıçaklı olduğu Pakize bile Subuti'ye alışmaya başlamıştı.
Birlikte güneşleniyorlar hatta bazı geceler Pakize'nin akvaryumunda birlikte kalıyorlardı.
Daha 3 ay olmuştu geleli.
Daha bebekti o...
Her zaman ki gibi dün akşam üstü yemlerini verdim bebeğime.Yedi ve her zaman ki gibi daha fazlasını istedi.
Rahatı yerinde görünüyordu.
Mutlulukla oradan oraya yüzüyor.Yorulduğunda kafasını kaldırıp bizi izliyordu Subuti'm.
Sabah kalktığımda alışkanlıktan olsa gerek ilk işim akvaryumlara bakarım.
Bu sabahta aynısını yaptım.
Pakize kollarını bacaklarını germiş kuru alanda uyuyordu.
Subuti ise...
Suyun üstünde akıntının etkisiyle sürükleniyordu.
İlk başta yok dedim olamaz.Elime almaya bakmaya korktum.
Maalesef elime aldığımda bebeğimin cansız olduğunu fark ettim.
Kolları, bacakları, o sevimli başı avucumun içinde öylece duruyordu.
Öldüğünü kabul etmek zor, belkide çok zor oldu.
Ne kadar tuttum elimde bebeğimi bilmiyorum.
Zorda olsa alıp gömdüm onu.
Şimdi bomboş akvaryumda gözlerim Subuti'mi ararken buluyorum kendimi.
Ölmeyi hak etmemişti.
O daha ufacıktı.
O benim bebeğimdi.
İlk başlarda ondan korktuğum bile olmuştu.Çok fazla küçüktü.
Üşenmeden her şey en iyi olsun diye kısa zamanda tamamlamıştım evini.Ona özel yeni yemler almıştım.
Çok miskin, korkak hatta belki de ukalaydı Subuti.
Gördüğüm bir çok kaplumbağadan farklıydı sanki.
Kendiliğinden kısacık bir sürede alıştı bana, evime, yeni ailesine.
Keyfi gayet yerindeydi ufaklığın.Yemlerini yiyip bol bol uyukluyordu.
Şikayetçi bile oldum bu durumdan.Ufak Subuti obez olmuştu.Hiç acımadan onu diyete soktum.Epeyce de düzelmişti Subuti'm.
Gitgide büyüyordu.
Rengi çok açık bir yeşilden olması gereken renge koyu bir yeşile dönmüştü.
Aldığımda elimde korkudan titreyen yavru, artık beni görünce binbir türlü şımarıklık bir o kadar da serserilikle bana sevdiriyordu kendisini.
Son zamanlarda kanlı bıçaklı olduğu Pakize bile Subuti'ye alışmaya başlamıştı.
Birlikte güneşleniyorlar hatta bazı geceler Pakize'nin akvaryumunda birlikte kalıyorlardı.
Daha 3 ay olmuştu geleli.
Daha bebekti o...
Her zaman ki gibi dün akşam üstü yemlerini verdim bebeğime.Yedi ve her zaman ki gibi daha fazlasını istedi.
Rahatı yerinde görünüyordu.
Mutlulukla oradan oraya yüzüyor.Yorulduğunda kafasını kaldırıp bizi izliyordu Subuti'm.
Sabah kalktığımda alışkanlıktan olsa gerek ilk işim akvaryumlara bakarım.
Bu sabahta aynısını yaptım.
Pakize kollarını bacaklarını germiş kuru alanda uyuyordu.
Subuti ise...
Suyun üstünde akıntının etkisiyle sürükleniyordu.
İlk başta yok dedim olamaz.Elime almaya bakmaya korktum.
Maalesef elime aldığımda bebeğimin cansız olduğunu fark ettim.
Kolları, bacakları, o sevimli başı avucumun içinde öylece duruyordu.
Öldüğünü kabul etmek zor, belkide çok zor oldu.
Ne kadar tuttum elimde bebeğimi bilmiyorum.
Zorda olsa alıp gömdüm onu.
Şimdi bomboş akvaryumda gözlerim Subuti'mi ararken buluyorum kendimi.
Ölmeyi hak etmemişti.
O daha ufacıktı.
O benim bebeğimdi.