Su kaplumbağası ne kadar büyür, yavru su kaplumbağası ne yer, kaplumbağa kaç yıl yaşar gibi merak ettiklerinizin yanı sıra hastalıkları, beslenmesi ve bakımı hakkında bir çok bilgiye sitemizden ulaşabilirsiniz.

Kırmızı yanaklı su kaplumbağası hakkında merak ettiğiniz tüm soruları sorabilir ve hızlıca cevap alabilirsiniz.

Üye Ol!

bu suları içmeyin kaplumbağanıza içirmeyin!

potash

Bronz 1 Üye
Katılım
26 Mar 2011
Mesajlar
107
Akvaryum suyunu hazırlarken sözde bakteri vb. pislik içermediğinden kullanmayı tercih ettiğimiz içme sularının son yapılan analiz sonuçları cidden çok can sıkıcı. 
Marketlerde en çok satılan markalar (Erikli, Nestle, Hayat, Pınar, Damla...vb) olumsuz değerleriyle resmen kalitesiz hatta uzun vadede zararlı çıktı. 
En alttaki linkte test edilen ve test edilmek için numune bile göndermeye tenezzül etmeyen firmaların listesi var.
Şimdi aklıma takılan şu sorular var:
Ph değeri yüksek sularda hiçbir bakteri üreyemediği için akvaryumda tercih etmiyoruz ama bu sular sağlık açısından yararlı değil mi? Sırf ph'ı 7'den düşük diye kötü nitelikte bir suyu nasıl kullanacağız?
Yararlı bakteri oluşumuna izin vermemesi ve sertliği kaplumbağaları olumsuz etkileyecekse kaliteli bir su kullanırken ph'ın düşürülmesi için neler yapılabilir? 
Hiç içme suyu kullanmadan tamamen güzelce filtrelenmiş musluk suyunu kullanmak en mantıklı çözüm mü?
Peki en iyi filtrasyon nasıl olur? Musluk altına kurulan sistemlerde nelere dikkat etmemiz gerekir?

https://www.gozlemgazetesi.com/HaberDetay/252/1109883/icilmez-denilen-sular-hangileri-hangi-marka-su-icilir-hangisi-icilmez-tum-markalar.html
 
Farklı bakteriler farklı pH değerinde ürer. pH değeri 8 üstü olan ortamda üreyen bakteri de var onu şimdi hatırlamıyorum. ama esas ve geneli pH 6.8>x<7.0 arası değerde uygun yaşam ortamına sahip. Döngü yapan bakterilerde bu aralıktadır. Bunların oluşturduğu koloniler zararlı bakteri üremesine izin vermez.

pH 7.0 üstü baziktir. Yükseldikçe yaşam oolasılığı düşer. Bu mikrobik düzeyde zararlı bakteri oluşumunu önlerken döngü yapacak bakteri olmayışı amonyak seviyesini yükseltir. Bu kokuda yapar. Su sarıya döndüğünde amonyak patlaması yaşanır bu hayvanı zehirleyebilir. Bu suyun değişimi biraz daha sık olur.

pH 7.0>x<7.9 aralığında sular kullanılabilir.

Dış filtre malzemelerinde pH düşürücü var, pH düzenleyici sıvılar var, mango ve mopani köklerinin özsuları da düşürür. Döngü yapan bakteriler dahi belli oranda düşürür. Bir dönem canlı bambu kullanıyorduk. Bu da pH düşürüyordu. Velakin hayvanlar kökünü ve dallarını yemeye başladılar. Sonradan araştırdık ki bu hayvanlar için zararlıymış çıkarıp attık.

Filtre ilk kurulduğunda yada malzemeler tam temizlendiğinden 28 gün sonra döngü yapan bakteri oluşumu başlar. Bu bakterilerin bir kısmı ışık gördüğünde bir kısmı oksijensiz kaldığında ölür. Sürecin devamı için eğer bakteri yapan malzemeler çok pis değilse bunlar akvaryum suyu ile bir kapta bekletilir. Herşey temizlendikten sonra filtreye alınıp çok kurumadan sisteme takıp çalıştırılmalıdır. Yalnız bunu yaparken su klor içermeyen su olmalı. Klor bakterileri öldürür. Ya lavabo altı filtre sisteminden çıkma su yada pH değeri 7.0>x<7.5 bandında içme suyu kullanılmalı. Yada birkaç gün dinlendirilip kloru uçurulmuş şebeke suyu. Bu uğraş istediği için biz genel olarak tüm malzemeleri yıkayıp yada yenileyip sıfırdan kuruyoruz. O süreçte şebeke suyu kullanılıyorsa klor uçuyor, carbon filtre ağır metalleri topluyor, suyu yumuşatıyor su dengeye geliyor.

Tüm su modellerine baktığında ters osmosis en uygunu. Tüm herşeyi filtrelemekle birlikte uygun pH değerinde hazır su elde etmiş oluyorsun.

Ters osmosiste 6'lı sistem uygundur. 3 hausing dediğimiz kova içinde 2 sediment 1 carbon filtre (bu 5 mikronluk ilk kovaya sediment arka ikiye carbon filtrede olabilir ben böyle kullanıyorum) üstte membran>koku filtresi>mineral filtre. NSF onaylı olanlar en kaliteli olanlar. Bu konuda en iyisi amerikan ve kore malları.

Ana kasa genelinde aynı. Ucuz olanlarda düşük malzeme kullanırlar böyle alıp kullan sonradan değişim zamanı malzemeyi kaliteli olanlarla değişebilirsin.
 
Cvp: bu suları içmeyin kaplumbağanıza içirmeyin!

internette her okuduğunuza inanmayın bahsi geçen [font=Arial, Thoma,]Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi nin aşılarla ilgili düşünceleri bile ne kadar gereksiz bir oluşum olduklarının kanıtı gibi.[/font]
 
Cvp: bu suları içmeyin kaplumbağanıza içirmeyin!

Türkiye'de içme sularının çoğunun olması gereken nitelikleri karşılamadığı yıllardır yapılan tarafsız analizlerle kanıtlanmıştır. Gazeteciler, evet, haberi aktarırken abartılı ifadeler kullanır (iyi ki de kullanır, böylece Sağlık Bakanlığı açıklama yapma durumunda kalır). Ölçme değerlendirme parametreleri farklı sonuçlar getirebilir ama bu, çok ünlü markaların beklendiği gibi iyi su satmadığı gerçeğini değiştirmez. 
Elbette hep birlikte Buzdağı'nın kaynağına gidip su dolduracak; haldır haldır ilk 10'a giren suları sipariş etmeye başlayacak değiliz. Çoğumuz da zaten marketten değil mahalledeki sucumuzdan depozitolu damacanalarla alıyoruz suyu. Ancak ne kadar sağlıklı (uzun vadede kalsiyum gibi temel mineralleri...vb sağlaması açısından) biliyor muyuz? 
Neyse bu zaten bu forumu direkt ilgilendiren bir konu değil. Niyetim ülkenin kaynak sularını masaya yatırıp umutsuz bir tartışma açmak değildi. Ben konuyu açarken özellikle abartılı bir başlık yazdım. Çünkü forumda bazı yorumlarda ve başka sitelerde okuduklarım çoğu insanın hala akvaryum suyu konusunda titiz davranmadığını, dinlendirmeye, bekletmeye gerek duymadan  hazır hale gelmemiş su içinde canlılara baktığını düşündürdü bana. Su kalitesinin önemine biraz dikkat çekmek istedim. Zaten sudaki kireç gibi sıkıntılar ne zamandır kafamı meşgul etmekteydi.
İnternet bilgi edinme kaynağıdır. Hatta kaplumbağa bakımı gibi konularda tek kaynaktır. İnternette bir konuyu farklı kaynaklardan ve çok yönlü araştırma, karşılaştırma ve öğrenme imkanı vardır. "Her okuduğuna inanma" tavrı bu açıdan anlamsız.


potash' Alıntı:
Türkiye'de içme sularının çoğunun olması gereken nitelikleri karşılamadığı yıllardır yapılan tarafsız analizlerle kanıtlanmıştır. Gazeteciler, evet, haberi aktarırken abartılı ifadeler kullanır (iyi ki de kullanır, böylece Sağlık Bakanlığı açıklama yapma durumunda kalır). Ölçme değerlendirme parametreleri farklı sonuçlar getirebilir ama bu, çok ünlü markaların beklendiği gibi iyi su satmadığı gerçeğini değiştirmez. 
Elbette hep birlikte Buzdağı'nın kaynağına gidip su dolduracak; haldır haldır ilk 10'a giren suları sipariş etmeye başlayacak değiliz. Çoğumuz da zaten marketten değil mahalledeki sucumuzdan depozitolu damacanalarla alıyoruz suyu. Ancak ne kadar sağlıklı (uzun vadede kalsiyum gibi temel mineralleri...vb sağlaması açısından) biliyor muyuz? 
Neyse bu zaten bu forumu direkt ilgilendiren bir konu değil. Niyetim ülkenin kaynak sularını masaya yatırıp umutsuz bir tartışma açmak değildi. Ben konuyu açarken özellikle abartılı bir başlık yazdım. Çünkü forumda bazı yorumlarda ve başka sitelerde okuduklarım çoğu insanın hala akvaryum suyu konusunda titiz davranmadığını, dinlendirmeye, bekletmeye gerek duymadan  hazır hale gelmemiş su içinde canlılara baktığını düşündürdü bana. Su kalitesinin önemine biraz dikkat çekmek istedim. Zaten sudaki kireç gibi sıkıntılar ne zamandır kafamı meşgul etmekteydi.
İnternet bilgi edinme kaynağıdır. Hatta kaplumbağa bakımı gibi konularda tek kaynaktır. İnternette bir konuyu farklı kaynaklardan ve çok yönlü araştırma, karşılaştırma ve öğrenme imkanı vardır. "Her okuduğuna inanma" tavrı bu açıdan anlamsız.
İddialı bir başlıkla açtığım bu konunun forumla alakasız olduğunu düşünüyorsanız silebilirsiniz. Set altı filtreler, ters osmoz...vb. hakkında merak ettiklerimi başka başlık altında sorarım.
 
Silinecek bir durum yok. Başlık kaplumbağalar açısından dikkat çekici olur. Ama istiyorsan başlığı istediğin şekilde düzeltebilirim de. Bizim için sakıncalı değil.

Forumdaki her konu tartışmaya açıktır. Herkes fikrini söyleyebilir. Bu sayede hatalı yazdığımız, bilmediğimiz yada unuttuğumuz noktalar olabilir. Bu çok yönlü fikir alışverişi doğru noktaları bulmamızı sağlar.

Ama bende içtiğimiz suların bir kısmının sağlıklı olmadığı konusunda hemfikirim. Özellikle ozonlu sterilizasyonu sağlıklı bulmadığım için damacana almam doğrudan petşişe alır kullanırım.

Yemek, çay ve sebze meyve yıkamada lavabo altı filtreyi kullanırım. Dışarıdaki kaynak, çeşme sularına gelirsek tahlil için öyle fahiş bir fiyat istiyorlarki boşver diyorsun.

Ben mesela içtiğim suyu seçerken iki şeye dikkat ederim. Birincisi suda alüminyum oranı ya çok düşük yada hiç olmayacak. İkincisi suyu soğuk halinde içer denerim. Bazı suların tadı soğuduğunda bozulur. Bu kaliteli olmadığını ya da doğrudan kaynak suyu olmadığını gösterir. Yani coş suyu dediğimiz yüzey suyundan elde edilme. Çoğu su bu tiptir. Filtrasyonlarla düzeltmeye çalışırlar ama yine de hissedilir. En azından ben seçebiliyorum.

Mesela istanbul beykozdan çıkma sular böyledir. Ben yerinde gidip filtre edilmiş ile edilmemişini denedim. İçilecek su değil. Filtreyle adam etmeye çalışıyorlar.

İnsanlarda su konusunda titiz davranamıyor, hep ucuz olana yöneliyorlar.
 
Geri
Üst