Kaplumbağalar balıklardan farklıdır. Yoğun dışkı ve idrar yapar. Bu sebeple balıklara nazaran daha sık temizlik ister.
Yoğun amonyak oluşumu akciğer solunumu yapan kaplumbağa için akvaryum üstü kapak yok yada yeterli şekilde havalanıyorsa sorun değildir ama su içindeki yoğunlaşırsa içtiğinde zehirler. Oysa balık bunun yanında oksijeni de sudan alır.
Amonyak uçucudur oksijene bağlanarak uçar dolayısıyla sudaki oksijeni tüketir. Bu sebeple yeterli düzeyde hava kabarcığı olduğu taktirde su dengeye gelir. Su kalitesi süre itibariyle uzar.
Biolojik dengede kastın bitkisel ortam ise sistemde tabandaki artıkları çöpçü, vatoz ve karidesler işleyip temizler. Oysa kaplumbağalar o bitkileri yer yemediğini parçalar. Akvaryumu sudaki çöle çevirir, bırakırlar. Dışkılarına gelirsek genelde 7-8 cm gibi dışkılarını yemeye başlarlar. Yerken parçalayıp ufaltırlar bu kırıntılar hayvan tabanda gezindikçe havalanıp filtre tarafından çekilir. Bu arada her kaplumbağa dışkı yemez.
Bu dışkı yeme hadisesi de farklı bir konudur. Kısaca özetlersek kaplumbağalar birbirlerinin dışkısını yediğinde bu diğer hayvanı kabullendiğini gösterir. Aksi halde yemezler. Birbirlerinin dışkılarını yemeleri bir nevi aşı gibidir, birinde olan bakteri diğerine de geçmiş olur. Bağışıklık sistemleri güçlenir.
Döngü yapan bakterileri kastediyor isen o işi yapan bakterilerin esas işlev görenleri karanlık ortamda yaşar, ışığı gördüğü anda ölürler. Aerob bakteri grubundadırlar oksijene ihtiyaç duyarlar. Bunlar için kapalı dolapta sump sistem yada dış filtre gerekir. Elektrik kesintisine bağlı motor uzun süre durursa bunlar ölür. Filtreyi temizlemek gerekir. Bu konuyu okuyalı yıllar olduğu için akvaryum içindeki bakteriler konusunda ne dersem yanlış olabilir tam hatırlamıyorum. O bölüme yüzeysel bakmıştım. Yalnız kir birikintileri belli bölgelerde yoğunlaştığında (iri çakıl araları, deniz kabukluları altı yada içi, gözenekli taş gibi kir biriktirecek malzemeler) zararlı bakteri kolonileri oluşur. Bunlar kaplumbağalarda göz ve kulak enfeksiyonuna neden olur. Onun için her daim su temiz olmalıdır. Bu zararlı dediklerim anaerob grubundan diye hatırlıyorum bunlar çürütücü diyebileceğimiz suya attığımız gıdaları yiyerek enerji alır ve çoğalırlar oksijene ihtiyaçları yoktur. Misal kaplumbağalar ot türevli gıda yemeye başladığında haftada bir iki defa kabuğu kadar marul, yeşillik de veririz. Yemediği taktirde bunları yarım saat kadar sonra toplamamız iyi olur, çürütücü bakteriler üzerinde üremeye başlar.
Balıklar açısından bu durumu incelemedim. Etkisi ne olur bilmiyorum.
Bizim yaptığımız kısmi temizlikler ile kiri çoğalmadan toplar suyu tazeleriz. Şu an hayvan ufak ama bir altı aya kalmadan tüm balıklardan daha fazla amonyak üretecektir. Bu hayvan büyüdükçe paralel olarak artar. Akvaryum büyüklüğüne göre amonyak yoğunlaşma süresi değişkenlik gösterir.
Metilen mavisi kullanımı amonyak zehirlenmesine karşı endikedir, tedavi edici etkisi vardır. Zararlılar yanında faydalı olan bakterileri de öldürür. Bu sebeple dış filtre ve sump sistemlerde kullanmayız. Kullanılan filtre malzemeleri ve özellikle carbon malzeme ölü ve zararlı bakterileri tutar. Döngü yapanlar lav taşı, substrat ve bazı zeolit malzemeler üzerinde oluşur ve o malzemelerde kolonileşir. Bu sistemlerde metilen işini carbon malzeme halleder. Ağır metal vs. Yanında ölü ve canlı bakterileri tutar. Karbon dioksitten carbonu çekip oksijeni suya bırakır.
Aslında hepsi başlı başına bir konudur. Kabaca özeti bu.