Su kaplumbağası ne kadar büyür, yavru su kaplumbağası ne yer, kaplumbağa kaç yıl yaşar gibi merak ettiklerinizin yanı sıra hastalıkları, beslenmesi ve bakımı hakkında bir çok bilgiye sitemizden ulaşabilirsiniz.

Kırmızı yanaklı su kaplumbağası hakkında merak ettiğiniz tüm soruları sorabilir ve hızlıca cevap alabilirsiniz.

Üye Ol!

Kuyruk ucundaki yara?

fyzblbl

Yeni Üye
Katılım
6 Haz 2021
Mesajlar
7
Merhabalar.
Erkek olan kaplumbagamin kuyruk ucunda bir sorun var. Yara gibi. Ne yapabilirim yardımcı olur musunuz?
 

Ekli dosyalar

  • IMG_20210808_122803.jpg
    IMG_20210808_122803.jpg
    1.2 MB · Görüntüleme: 17
  • IMG_20210808_122801.jpg
    IMG_20210808_122801.jpg
    1.1 MB · Görüntüleme: 18
Yara değil kuyruk kopmuş. Başka bir hayvan var mı?

Varsa ayırmak gerekebilir. Eğer diğer hayvan daha büyükse kesinlikle ayrılmalı. Kuyruğu daha derinden koparabilir. Parmaklarını sökebilir.

Anüs (kloak) bölgesinde hasar yoksa sıkıntı değil.

Eczaneden baticon alıp bolca sürün 20 dakika kadar kuru yerde bekletin.
 
Var ama aynı boydalar. Hatta ötekinin cinsiyeti bile belirginlesmedi. Sadece karides verdiğimde yemek kapma çabasıyla saldirganlasiyorlar normalde gayet sakin görünüyorlar. Yanlışlıkla olabilecek bişey mi?
 
Yemlemede göz gözü görmez. Yeme hamle yaparken bazen ayak ve bacakları ısırabiliyorlar bu da deride kızarıklık oluşturur. Ama burada alenen ve bilerek kuyruğu ısırıp koparmış. Yani doğrudan yemleme ile alakalı değil. Bir çekişme durumu söz konusu.

Ya alfa olma güdüsü harekete geçti ki bu ağırlıklı erkekler arası olan durumdur. Biz belirgin olarak cinsiyetlerini bilmesekte onlar ayırt edebiliyor. Her gün diğerini sürekli sınar. Onun için deri üstü kızarıklıklar bizim için normaldir. Açık yara ve uzuv kayıplarında ayırmak gerekir.

Ya akvaryumu sahiplenme bu da biri diğerinden sonra alınmışsa olur. Bu hayvanlarda bölge hakimiyeti söz konusudur. İlk tepki akvaryumdaki hayvandan gelse de sonradan gelen daha büyük ve güçlü ise o da dalaşabilir. Kabul süreci şu şekildedir. Başta merak eder, koklar ve bir süre izler. Akvaryum büyükse takip eder. Bunun sonunda bırakıp kendi haline dönerse bu ilk onaydır. Tam kabul ise birbirlerinin dışkılarını yediklerinde olur. Şayet birbirlerine ısınmazlarsa hayatta yemezler. Bu durumda baskın karakter diğerinin boş bulunduğu bir anda saldırıp ezmeye çalışacaktır.

Ya akvaryum olduğundan dar ve sürekli karşı karşıya geliyorlarsa yada az yem yiyecek olması endişesiyle birbirlerine dalaşabilirler. Bu durumda ayrı köşelerde yemlemek yerinde olur. Öğünlerde bir iki fazla yem atın.

Kur yapmaya karşılık bulamama durumunda hırslanma. Bunun içinde hayvanlar daha ufak.

Son olarak yeterince uyku alamama hırçınlık yapar. Bu da bir bahane olmaksızın saldırı sebebidir. Tan yeri ağarması ile ayaklandıkları için en geç 21:00'de ışıkların kapanıp uyumalarını sağlamak sağlıklı olandır.

En uyumlu hayvanlar arasında bile zaman zaman yukarıda belirttiğim sebeplerden dolayı sürtüşmeler olur.
 
Bahsettiğiniz sebeplerden en makul geleni kaplarının dar olması gibi geldi bana. Malesef akvaryum baya küçük. Ben dişi erkek olarak aldım ama baya küçük oldukları için sanırım değişim oluyormuş. İkisi bir geldi. Kuyruğu koparmış olan aslında daha ürkek görünen. Dışı varsaydigim. Sadece yıkama zamanları ben elime alınca son bir aydır direk ısırma reaksiyonu gösteriyor. Henüz yapmadı ama ağzını açıyor kafasını kabuğa gömüyor. Buda 1 aydır yaptığı bişey önceden yoktu. Ve bir aydır ondan arada tislamaya benzer bir ses geliyor. Tam ayırt edemesemde nereden geldiğini sanırım ses ona ait. Akşamdan akşama mama veriyordum. Şimdi sabah akşam yapıp acliklarini azaltıp mama konusunu cozebilirim. Belki o zaman daha sakin olurlar. Akvaryum büyütmeyi seneye düşünüyordum ama daha hızlı bir çözüm bulmak gerekecek sanırım. Sahiplendirmek yada bırakmak istemiyorum ama eğer konu ayırmaya varacaksa mecburen bu gerekecek :( Ayrıntılı yazınız için teşekkürler.
 
O halde akvaryumu en kısa zamanda halledin. Boyda 80 yada 100 cm, ende 35 cm, yükseklikte 45-50h ve cam kalınlığı en az 7 mm olan düz dikdörtgen bir akvaryum almalısınız.

Aslında doğrudan ömürlük akvaryuma geçebilirsiniz. Maliyeti yüksek olur ama tek kalemde halledersiniz.

Yem konusunda tek öğünde sabah ile öğleden önce arası zaman uygundur. Yemleme sonrası kuru alana çıkıp şekerleme yaparlar.

Tabanda silis kum olması eşelenip vakit geçirmelerini sağlar. Yiyecek kırıntısı arar meşgul olurlar.

Hayvanlar büyüdükçe özgüvenleri yükselir. Kendilerini savunmayı öğrenirler. Uzak mesafede tehdidi bertaraf etmek için kur hareketi gibi ön ayakları titretirler.

Su dışı dokunmada tıslarlar. Yerdeyseler yan dönüp tehdit gelen tarafa doğru ayaklarını çekip dış kanat ayaklarını kaldırarak roma askeri kalkanı gibi korunmaya geçerler. Testudo formu buradan gelir. Bu aşamada da tıslama olur.

Ele almada ilk tıslar sonra ağızlarını açıp ısıracağını gösterir, yetişebilirse direk ısırır. Onun için hayvanı ön ayakların arka kısmından tutmak önemlidir. Burada da ikinci savunma arka ayak tırnaklarıdır. Onları saplamaya çalışırlar. Yetişkinleri tutmak daha tehlikelidir. Deriyi yakalarsa kanatır. Et parçası koparabilirler. Suda özellikle yemlemede yakalarsalar kendilerini emme basma tulumba gibi sallayıp koparmaya çalışırlar. Aslında hayvan yemi aldığını sanarak yapar. Elden verdiğimiz için yemin parmaktan geldiğini sanıyorlar. Diğer dikkat edilecek durum akvaryum temizliği sırasında özellikle kum temizliğinde hayvana yaklaşırsak elimizi ısırıyorlar.

Baticonu bu açıdan da elde bulundurmak gerekiyor. Bizde yara alıyoruz.

Yetişkinleri (15 cm kabuk boyu sonrası) yemlerken elden vermek yerine önüne suya atmak daha güvenli olur. Taşımada güvenli tutuş hayvanı sırt üstü avuca yatırmak yada kabuğun yan kenar çizgilerinden parmak uçları ile tutmaktır.

Hayvan parmağımızı yada diğer hayvanı ısırıp ağzını kitlerse arka ayağından hafifçe çekiştiririz, yada kuyruğunu tutmaya çalışır gibi yaparız. Bırakır.
 
Yalnız diğerinin hiç umurunda değil. Kuyruğu kopan çok aktif ve insancıl bu bahsettiklerinize bakılırsa. Kafasını asla içeri sokmaz. Küçüklükten beri. Ele aldığında pıtır pıtır. Ne ağız açma ne tırnak batırma. Hiç bişey yok hayvanda. Sadece sürekli hareket halinde hiperaktif baya. Ben kaplumbagalarda tekduzelik beklerdim ama asla birbirlerine benzemiyorlar.

Yem konusunda sabah 6.30da evden cikiyorum. Akşam 8de eve giriyorum. Pek mümkün değil dediginiz saatler. Ama sabahtan yem verip işe gidebilirim.

Gönlüm isterdi herşey onlara uygun olsun ama imkan ve şartlar insanın elini bağlıyor.

Çok sağolun ilginiz icin, umarım kısa zamanda çözerim..
 
Hepsinin karakteri farklıdır. Ama içgüdüleri öne çıktığında karakter ayrımından farklı olarak benzer davranış durumları sergilerler. Biraz daha büyüsün hayvandaki karakteristik değişimi görürsünüz. Henüz o bilince gelmeyecek boyda.

Başka yem verecek kimse yok ise çok erken olsa da sabah vermeniz iyi olur. Akşam yemeleri halinde bu enerji yüklemesi yapacağı için uyuma süreleri uzar. Tersine sabah ise uykudan uyandıklarında aç oldukları zamandır. Akşama kadar aç durmaları ise birbirlerine dalaşma zemini hazırlar.
 
Geri
Üst