- Katılım
- 24 Eki 2012
- Mesajlar
- 30,918
arkadaşlar cuma günü izmirden ankaraya döndüğümden dolayı foruma giremedim. daha doğrusu akvaryum zamanımı aldı. en başta yolda bir kaç kaplumbağayı yoldan geçerken gördüm. durup karşıya geçirdim. birisi orta tretuvarın önünde boşluk aramak için bir aşağı bir yukarı gidiyordu. tabi kilometrelerce gitse boşluk bulamazdı alıp yeşilliğin bol olduğu bir yere bıraktım. bir tanesi yol çalışmasından dolayı tek şeride düşmüş yolda ortada kalmıştı. kabuğuna gömülmüş üstünden kamyon tır arabalar vızır vızır geçiyordu. durmama imkan olmadığı için hayvana yardım edemedim. ne oldu bilmem. her gün mü böyle yoksa bana mı denk geldi bilmiyorum.
neyse ankaraya geldim. kaplumbağalara kardeşlerim iyi bakmış. ortam tam tropical akvaryumun içinde yeşil olmayan bir şey yok su sarı. dış filtre boruları karamel rengi kaplanmış.kısmen suyu yenilemişler ama sararmaya engel olmamış. buna rağmen hayvanlarda hiçbir hastalık yok. küçük olanda öteki ile aynı boya gelmiş. ikiside 11,5 cm. az bir obezlik vardı o da gitmiş. yol yorgunluğu üstüne 5 saat kadar da temizlemeyle uğraştım. suyu değiştim. stokta arıtma su iki damacana kaldığı için büyük kısmını musluk suyu ile doldurdum kısmi değişimlerle suyu normale döndüreceğim. camları ve kumu yıkadım. filtreyi komple temizledim. ilginçtir akvaryum bu kadar pis ve hortumlar karamel renk kaplı olduğu halde içi fazla kirli değildi. bitkiler komple yeşildi. yaprakları teker teker yıkadım. mavi metilenli suya atıp 24 saat beklettim. sonra bir daha teker teker temizleyip yıkadım. dalgıç florasan su çekmiş ve gitmiş. Allahtan elektrik çarpması olmamış. yenisini alacağım ve bu sefer tepesi su dışında olacak şekilde ısıtıcı gibi dik koyacağım.
hayvanlar kimseyi görmediği için yabanileşmiş. beni tanımadıkları gibi en başta elimle yem uzattığımda dibe kaçtılar. sonra küçük dediğim geldi ve aldı. diğerinin yanına yaklaştırıp ikinci yemi verince diğeri bunu görüp elimden aldı. bugün hala ürkekler. ama yeme tepkileri var. yeşillik yemiyorlar. bir kaç yemde dahil. dişi olabilir dediğimde erkek çıktı. ama çok şahane anlaşıyorlar. kavga yok, el titretme yok. önceleri yaparlardı. şimdi beraber dolaşıyorlar. insan yüzü görmediklerinden birbirlerine bağlanmışlar. kısacası bir tabuyu yıkmışlar. yem verirken bile sırayla uzanıyorlar. birbirlerini bekliyorlar. bu arada küçüklüklerinden beri beraberler.
akvaryumda her şey yosun altında kaldığı halde iki şey tertemizdi. birisi jbl ısıtıcı üstündeki plastiklerde dahil, diğeri mango kökü.
dalgıç florasan gittiği için yerine yeşil renkli ampulü duylu fişe takıp prize taktım. ışık loş ama rahatsız ediyorki biraz önce baktım. ikiside kafayı mango kökünün altına sokmuş uyuyorlar. bitkileri yarın koyacağım. bir kaç dal kopmuş. onları yapıştırmak için kurumasını bekliyorum.
dalgıç florasanın yosun oluşumunu engelleyici özelliği olabilir çünkü kardeşim onu sudan aldıktan sonra yosunlanma başladı demişti.
nerdeyse 36 gün olmuş hayvanlardan uzak kalalı izmire tekrar dönmem gerekiyor bu sefer yanıma alacağım. 100'lük akvaryumu götüreceğim. olmadı uygun yeni bir tane alırım. ekipmanları da yükleyeceğim. 25'lik akvaryumla taşıyacağım. anlaşılan o ki burada sersebil olacaklar. izmirin suyu berbat damacana su alıp kullanırım.
hala yorgunluk sürüyor. bir kaç yoruma baktım ama halim yok klima çarptı galiba. yarın inşallah diğerlerine bakacağım. kusura bakmayın. görüşmek üzere.
neyse ankaraya geldim. kaplumbağalara kardeşlerim iyi bakmış. ortam tam tropical akvaryumun içinde yeşil olmayan bir şey yok su sarı. dış filtre boruları karamel rengi kaplanmış.kısmen suyu yenilemişler ama sararmaya engel olmamış. buna rağmen hayvanlarda hiçbir hastalık yok. küçük olanda öteki ile aynı boya gelmiş. ikiside 11,5 cm. az bir obezlik vardı o da gitmiş. yol yorgunluğu üstüne 5 saat kadar da temizlemeyle uğraştım. suyu değiştim. stokta arıtma su iki damacana kaldığı için büyük kısmını musluk suyu ile doldurdum kısmi değişimlerle suyu normale döndüreceğim. camları ve kumu yıkadım. filtreyi komple temizledim. ilginçtir akvaryum bu kadar pis ve hortumlar karamel renk kaplı olduğu halde içi fazla kirli değildi. bitkiler komple yeşildi. yaprakları teker teker yıkadım. mavi metilenli suya atıp 24 saat beklettim. sonra bir daha teker teker temizleyip yıkadım. dalgıç florasan su çekmiş ve gitmiş. Allahtan elektrik çarpması olmamış. yenisini alacağım ve bu sefer tepesi su dışında olacak şekilde ısıtıcı gibi dik koyacağım.
hayvanlar kimseyi görmediği için yabanileşmiş. beni tanımadıkları gibi en başta elimle yem uzattığımda dibe kaçtılar. sonra küçük dediğim geldi ve aldı. diğerinin yanına yaklaştırıp ikinci yemi verince diğeri bunu görüp elimden aldı. bugün hala ürkekler. ama yeme tepkileri var. yeşillik yemiyorlar. bir kaç yemde dahil. dişi olabilir dediğimde erkek çıktı. ama çok şahane anlaşıyorlar. kavga yok, el titretme yok. önceleri yaparlardı. şimdi beraber dolaşıyorlar. insan yüzü görmediklerinden birbirlerine bağlanmışlar. kısacası bir tabuyu yıkmışlar. yem verirken bile sırayla uzanıyorlar. birbirlerini bekliyorlar. bu arada küçüklüklerinden beri beraberler.
akvaryumda her şey yosun altında kaldığı halde iki şey tertemizdi. birisi jbl ısıtıcı üstündeki plastiklerde dahil, diğeri mango kökü.
dalgıç florasan gittiği için yerine yeşil renkli ampulü duylu fişe takıp prize taktım. ışık loş ama rahatsız ediyorki biraz önce baktım. ikiside kafayı mango kökünün altına sokmuş uyuyorlar. bitkileri yarın koyacağım. bir kaç dal kopmuş. onları yapıştırmak için kurumasını bekliyorum.
dalgıç florasanın yosun oluşumunu engelleyici özelliği olabilir çünkü kardeşim onu sudan aldıktan sonra yosunlanma başladı demişti.
nerdeyse 36 gün olmuş hayvanlardan uzak kalalı izmire tekrar dönmem gerekiyor bu sefer yanıma alacağım. 100'lük akvaryumu götüreceğim. olmadı uygun yeni bir tane alırım. ekipmanları da yükleyeceğim. 25'lik akvaryumla taşıyacağım. anlaşılan o ki burada sersebil olacaklar. izmirin suyu berbat damacana su alıp kullanırım.
hala yorgunluk sürüyor. bir kaç yoruma baktım ama halim yok klima çarptı galiba. yarın inşallah diğerlerine bakacağım. kusura bakmayın. görüşmek üzere.