Benim size tavsiyem: kaplumbağanzı doğaya bırakmayı düşünmeyin. Kırmızı yanaklılar Türkiye'nin yerel türleri değil; ayrıca doğa dediğiniz dereler, göller her geçen gün kirleniyor ülkemizde; atıklar dökülüyor; üstelik balıkçı oltasına takılma...vb riskleri var (tatlı su balıkçılığını kastediyorum) Bazı parklarda ise sözde göletler var; her gelen kaplumbağasını atıp gitmiş; Nasıl yaşayacak bunca hayvan o uygunsuz şartlarda? Bu hayvanı özgürleştirmek falan değil; bilmediğiniz, kontrol edemeyeceğiniz bir ortama hayvanı terk etmek. Asıl vicdansızlık bu değil mi?
Kaplumbağa tek başına yaşayabilir. Eş almayın. Anlaşamazsa, yeni geleni kabullenemezse daha büyük sıkıntı olur. Benim iki kaplumbağam var. Dişi erkeği çok ağır şekilde yaralamıştı. Bu hayatımın en travmatik olayıdır. Ölebilirdi hayvan. Derhal ayırdım. Ayrı akvaryumlarda bakıyorum. Yani masraf ikiye katlandı.
Evet zor gerçekten ve evet özellikle en başta ekipmanları alırken, ortamı düzenlerken çok para gidiyor maalesef ama temel gereksinimler karşılanınca, sistem oturtulunca artık bakım rutine bağlanıyor. Evinizi düzenli temizlemek gibi bir alışkanlığa dönüşüyor.
Su kaplumbağası adı üstüne derin suları sever. Çok iyi yüzücüdür. Paludaryum olayı yani yarım su baştan yanlış. Su seviyesi olabildiğince yüksek olmalı. En önemli nokta bu. Hayvan rahatça yüzüp kaslarını çalıştırmalı, ciğerlerini geliştirmeli.
Bir de eğer imkanınız, zamanınız varsa, ısıtıcı lamba ve uvb lamba alana kadar hayvanı güneşe çıkartabilirsiniz.Güneşin dik gelmediği saatlerde,ve rüzgarsız günlerde yarım saat falan güneşte tutun. Kafası ise gölgede olsun. Hayvan koyduğunuz kaptan çıkmaya kaçmaya çalışabilir, dengesi bozulup ters dönebilir. O yüzden siz de başında olun. Doğal D vitamini almış olur.
teşekkür ederim düşüncüleriniz için.